Dînimizin, vatanımızın ve ümmet-i Muhammedʼin bugünlere ulaşması; şehidlerin, gâzilerin, yiğit askerlerin, fâtihlerin, ihlâslı müʼminlerin, takvâ ehli âlim ve âriflerin fedakârca gayretlerine Cenâb-ı Hakkʼın lûtfettiği bereketin bir neticesidir.
Şanlı tarihimizde olduğu gibi, sene-i devriyesinde bulunduğumuz 15 Temmuz 2016 hâin darbe teşebbüsünde de aziz milletimiz, kendini bombaların ve kurşunların önüne atarak, canı pahasına dînine, îmânına, namusuna, vatanına, bayrağına, tarihine, şerefine, irâdesine ve istiklâline sahip çıktı.
Sanki o gece şehidler diyarı Çanakkale’den milletimizin gönül iklimine rûhâniyet meltemleri esti. Cenâb-ı Hakk’ın nusret ve inâyetiyle, aziz vatanımız, âdeta uçurumun kenarından döndü.
“–Şehid düşersek abdestli olalım.” diye, şehâdete kolları sıvayan yiğitlerin candan fedakârlık ve gayretleri vesîlesiyle, ülkemize dair hâin emeller besleyen karanlık mihrakların oyunu bozuldu, planları akamete uğradı.
Cenâb-ı Hakk’a, bu çetin bâdireden kurtuluş lûtfettiği için tekrar tekrar hamd eder, vatanımızı ve bütün müslüman ülkeleri böyle felâketlerden muhafaza buyurmasını niyâz ederiz.
Lâkin istiklâl şairimiz Âkif’in dediği gibi:
Târîhi tekerrür diye târîf ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?..
Dolayısıyla geçmişteki acıları unutmayıp gereken ibretleri alalım ki, istikbâlde de benzeri felâketlere mâruz kalmayalım.
Unutmayalım ki, Allâh’ın büyük bir lûtfu ve ecdâdımızın muazzez bir emâneti olan vatanımız, bizden her dâim vefâ bekler. Toprağı vatan yapan, onun uğrunda dökülmüş ecdâdın şehâdet kanıdır.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan şühedâ!
diyen Mehmed Âkifʼin de ifade ettiği gibi şehid ecdâdına lâyık bir nesle düşen vazife de, canı ve kanı pahasına da olsa, vatanını koruyup kollamaktır.
Dolayısıyla, bilhassa genç nesillerimizin gönülleri; millî ve mânevî değerlerine sahip çıkacak hayırlı bir evlât olarak yetişmenin heyecanıyla dolu olmalıdır.
Zira yine Mehmed Âkifʼin ifade ettiği üzere:
Sahipsiz olan memleketin batması haktır,
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır!
Bu vesîleyle Rabbimiz’den 15 Temmuz şehidlerimize rahmet, yakınlarına sabr-ı cemîl, gâzilerimize de sıhhat ve âfiyet niyâz ederiz.
Bugün gasp edilmiş Filistin, yangın yerine dönmüş İslâm ülkeleri, birer ibret levhâsı hâlinde önümüzde durmaktadır. Aziz vatanımızla birlikte bütün mahzun ve mazlum İslâm coğrafyası da bizden vefâ ve duâ beklemektedir.
Cenâb-ı Hak -Gazze ve Batı Şerîa başta olmak üzere- düşman işgâli ve ablukası altında çetin bir sabır imtihanından geçen bütün mazlum kardeşlerimize, tez zamanda kurtuluş ve zafer nasîb eylesin. Mazlumların ümit ışığı olan aziz milletimize birlik, beraberlik, firâset, basîret, âfiyet ve saâdet ihsân eylesin. Şerirlerin şerlerinden, her türlü kazâ, belâ ve musibetlerden vatanımızı, milletimizi ve ümmet-i Muhammedʼi muhafaza buyursun. Bütün insanlığa hidâyet ve huzur ihsân eylesin. Âmîn!..
Osman Nuri Topbaş Hocaefendi