Bülteni okumak için tıklayınız…
Başkan’dan…
Muhterem Hüdâyi Dostları,
Hamd, âlemlerin Rabbi Allah’a, sâlat ve selam nebîlerin sonuncusu ve resullerin efendisi Hz. Muhammed’e, onun ehl-i beytine, bütün ashabına ve kıyamet gününe kadar hayırda ve iyilikte onlara uyanlara olsun.
Vakfımızın üç ayda bir çıkarmış olduğu Hüdayi Bülteni’nin bu sayısında eğitim faaliyetlerine ve haberlerine daha çok yer ayırdık.
Yaklaşık iki asırdır İslâm dünyası İslâm’ın esaslarına meydan okuyan yabancı bir medeniyet ve dünya görüşünün saldırısıyla karşı karşıya bulunmaktadır. Bu saldırı yüzyıllar boyu İslâm’ın inşa ettiği medeniyeti de büyük ölçüde tahrip etmiştir. Bugün aileden devlete, iktisattan cami mimarisine, şiirden tıbba her şey, modern dünyanın İslâm dünyası ve Müslümanlara empoze ettiği, ilkin Batı’da tasarlanıp geliştirilen ve peşinden diğer kıtalara yayılan yabancı bir dünya görüşünden etkilenmiş durumdadır. Buna karşılık, modern dünyanın meydan okumaları ışığında İslâm’ı koruyabilmek ve mevcut ideolojilerin dayattığı sorunlara elzem olan İslâmî cevabı vermeye muvaffak olmak için bu dünyanın bilgisine ve derinliğine ihtiyaç vardır.
Bugün dünyada nihilist, inançsız, melankolik, saldırgan, alkolik nesiller bir çığ gibi büyümekte, huzursuz nesiller bunalımlarını tatmin için daha çok günaha yönelmekte, karşısında düşman aramakta, bulamadığı zamanlarda kendi değerlerine saldırmaktadır. Muzdarip insanlık kendisini huzura kavuşturacak inancı, fikir sistemini, düzeni her zamankinden daha fazla hasretle beklemekte ve aramaktadır. Modernizmin ürettiği kaosa verilecek cevap, eğitim ile neşvü nema bulacaktır. Evet, ülkemizin bir eğitim sorunu vardır. Rahmetli Nurettin Topçu’nun deyimiyle Türkiye’nin bir maarif davası vardır. O davanın lüzumu her geçen gün kendini daha çok hissettirmektedir.
Bu davaya bir usûl ve metot gerekmektedir. Neyi, niçin bileceğiz, öğreteceğiz, eğiteceğiz? Nurettin Topçu’nun ifadesiyle, bilmek seyretmek değildir, bir sırrı çözmektir. Kâinat olaylarını çok tanımak, bilmek değildir. Bilmek kanunu bilmektir, sebepleri ve zaruretleri yakalamaktır. Büyük nizamın muammasını çözmektir.
Müslümanlar için bilmek ve eğitim faaliyetleri, selametini arama ihtirasıdır. İnsan selamete kavuşup kavuşmadığını bilmek ihtiyacındadır. Selamette olmak, selamette olduğunu bilmektir. Bir de bunun ebediliğine inanmak. İşte insan denen muammanın kendini arayışı ve varlık halinde kendini bulması bu anlayıştan başka bir şey değildir ve onun bütün hayatı sahip olduğu bu bilgiyi bütün ömrünce sağlamlaştırma, sağlama bağlama çalışmalarından ibaret olmaktadır.
Çocuklarımız, gençlerimiz geleceğin tohumudur. Bu tohumun özüne bakarak yarınımızı keşfetmek müşkül olmayacaktır. Millet ruhunu inşa eden eğitimdir. Eğitimin düşmesi millet ruhunu yerlere serer. Eğitime değer vermeyiş, millet ruhunun yıkılışını hazırlar. Eğitim, hangi yönde yürürse millet ruhu da onun arakasından gider. Şu halde millet, eğitim demektir.
Millet ruhuna şifa eğitim müesseseleri lazım. Bu eğitim ki, bizi kendi ruhumuza kavuştursun, her hareketimizin ahlâkî değeri olduğunu tanıtsın. Hayâya hayran gönüller, insanlığı seven temiz yürekler yetiştirsin; her ferdimizi milletimizin tarihi içinde aratsın, vicdanlarımıza her an Allah’ın huzurunda yaşatmayı öğretsin.
Ahmed Hamdi TOPBAŞ
Yönetim Kurulu Başkanı
Bülteni okumak için tıklayınız…